Iq Zeka Testi
Zeka bölümü testleri olarak adlandırılan IQ testlerinin birçok şekli vardır. Zihinsel yetersizlikleri ve bir kişinin zihinsel potansiyelini tanımlamaya yardımcı olur. Zeka testi yaptırmayı düşünüyorsanız, enstitümüz ilk iletişim kuracağınız kurum olmalıdır.
IQ Testinin Geçmişi
Fransız psikolog Alfred Binet 1900'lü yılların başında ilk zeka testini oluşturmuştur. Bununla birlikte ABD'de modern zeka testlerinin temelini Henry Herbet Goddard'ın çalışmaları oluşturur. Goddard 1899 yılında Clark Üniversitesinde doktorasını psikolojide tamamlamış bir psikologtur. Binet'in testini Fransızcadan İngilizceye çevirdi. Bu test ABD'de okul dönemi çocuklarda temel zihinsel fonksiyonları test etmek ve akıl sağlığı tanılamalarına destek olmak için kullanıldı.
Goddard psikoloji tarihinde tartışmalı bir şahsiyettir. Bu düşük IQ'su olan yetişkinlerin doğurmaması gerektiği ile ilgili fikirleri nedeniyledir. Neyse ki toplum bu bakış açısını büyük ölçüde değiştirmiştir. Günümüzde, farklı amaçlar için kullanılan bir çok IQ testi vardır ancak çoğu öğrenme yetersizliklerini tanılamaya yardımcı olma amaçlı kullanılmaktadır.
IQ Testi Türleri
Goddard'ın Binet testleriyle rekabeti nedeniyle, psikologlar başka testler geliştirmeye çalışmışlardır. Çoğu test ilkokul dönemi çocuklar için olsa da bazıları yetişkinler için de kullanılabilir.
IQ testlerinin en yaygın olanları şunlardır:
• Stanford-Binet Zeka Ölçeği
• Sözel Olmayan Evrensel Zeka Testi
• Ayrımsal Yetenekler Ölçeği
• Peabody Bireysel Başarı Testi
• Wechsler Bireysel Başarı Testi
• Wechsler Yetişkin Zeka Ölçeği
• Woodcock Johnson III Bilişsel Yetersizlikler Testleri
IQ Testine Ait Sonuçlar
Ulusal Çocuk Sağlığı ve İnsan Gelişimi Enstitüsü'ne göre, zihinsel olarak yetersiz çocukların %85'i 55 ile 70 arasında IQ puanına sahiptir. 100 puan ortalama olarak alınır.
Yüksek Puanlar
100 puanın üzerindeki bir IQ puanı genel olarak yüksek zeka ile ilişkilendirilir. Ekstrem zeka ise 130 ve üzeridir. Hala bu sonuçlar klişedir. Yüksek bir puan kişinin potansiyelinin yüksek olduğunu anlamına gelir, tamamen"zeki" olduğu anlamına gelmez.
Düşük Puanlar
100 puanın altındaki sonuçlar "ortalama altı" zeka olarak değerlendirilir. 70'in altında olan aşırı düşük puanlar, genellikle endişelenilmesi gereken bir durumdur. Temel öğrenme yetersizliğinin göstergesi olabilir.
Bir IQ testi zihinsel konuları tanılamada ilk adım olabilir. Çocuğunuzun düşük puanı var ise; doktorunuz şu testleri de isteyebilir:
• Uyum becerileri taraması
• Kan testleri
• Beyin ultrasonu
• Genel akıl sağlığı taraması
Doğum öncesi taramalar bebekler doğmadan önce olası zihinsel yetersizlikleri belirlemeye yardımcı olabilir. Bu özellikle 35 yaş ve üzeri ya da hamilelik süresince ilaç ya da alkol kullanan anneler için gereken bir durumdur. Potansiyel problemler bu süreçte keşfedilirse, doktorunuz erken çocuklukta zeka testi yaptırmanızı önerebilir.
Zeka Testini Nasıl Yaptırabilirsiniz?
IQ puanları yapbozun sadece bir parçasıdır. Bu testler birçok aile için hala ulaşılamaz durumdadır. Bütün devlet okulları zeka testlerini kullanmıyor. Bazı ailelerin testi kullanmayı bilen bir doktor ya da psikologa ulaşma imkanları yok.Bu ise özellikle çocuğun tedavinin önemli olduğu erken yaşlarda fırsatların kaçmasına sebep olabilir.
Çevrimiçi (online) IQ testleri mevcuttur fakat tıbbi bir tanılama için bu sonuçlara güvenmemelisiniz. Sevdiğiniz birisinde zihinsel yetersizlik olduğundan şüphe duyuyorsanız, doktorunuz test önermesini beklemeyin. Testi erken almak için seçenekler araştırın.
Sözün Özü
IQ testi kişinin zekasını ölçmede sadece bir yöntemdir. Zihinsel bir yetersizlik keşfettiğinizde, doktorunuz ekstra testler ve gözlemleri de değerlendirecektir. IQ testleri tamamen gözden çıkarılmamalıdır ancak zekanın tek ölçümü olarak da onlara güvenmemek önemlidir.
Bir Kişinin IQ'sunu Ne Oluşturur?
Zeka Bölümü (IQ) bir kişinin bilişsel yeteneğini tanımlamamıza yardımcı olur.
IQ terimi (Zeka Bölümü), genel nüfusa kıyaslanarak kişinin bilişsel yeteneğini oranlayan bir test puanını tanımlar. IQ testleri medyan (ortanca) olarak 100 standardize ölçeği kullanır. Çoğu testlerde, 90-110 arası veya + medyan, -10 puan ortalama zeka kabul edilir. 130 üzeri bir puan olağan üstü zekayı işaret eder ve 70'in altı bir puan ise zihinsel yetersizliği gösterir. Kendilerinden önce gelenler gibi modern testler bir kişinin IQ puanını belirlerken bir çocuğun yaşını dikkate alırlar. Çocuklar kendi gelişim seviyesindeki nüfusa göre derecelendirilir.
Ölçülen bu bilişsel yetenek nedir? Temel olarak IQ testleri problemleri çözme ve kavramları anlamada kullanılan genel yeteneği ölçmek için tasarlanır. Bu genel yetenek akıl yürütme becerisi, problem çözme yeteneği, nesneler arasındaki ilişkileri anlama yeteneği ve bilgiyi depolama ve geri çağırma yeteneğini içerir. IQ testleri genel zihinsel yeteneği birçok farklı yöntemle ölçer. IQ testleri aşağıdakileri içerebilir:
• Uzamsal Yetenek: Şekilleri manipüle ederek görselleştirme yeteneği
• Matematiksel Yetenek: Problemleri çözme ve mantığı kullanma yeteneği
• Dil Yeteneği: Cümleleri tamamlama ya da harfler yeniden düzenlendiğinde veya çıkarıldığında kelimeleri tanıma yeteneğini içerir.
• Hafıza Yeteneği: Görsel ya da işitsel olarak sunulan şeyleri hatırlama yeteneği.
Bu kategorilerin her birindeki sorular belirli bilişsel yeteneği test eder, fakat birçok psikolog ayrıca genel zihinsel yeteneği gösterdiğini de iddia etmektedir. Çoğu insan soru tiplerinin birisinde diğer tiplere göre daha iyi performans gösterir ama uzmanlar bir kategoride üstün olan kişilerin diğer kategorilerde benzer başarı elde ettiğini ve bir kategoride düşük yapan insanların, diğer kategorilerde de düşük yaptığını belirlemişlerdir. Buna bağlı olarak bu uzmanlar diğer özel bilişsel yetenekleri belirleyen zihinsel yeteneğin genel bir unsur olduğu teorisini ortaya koymuşlardır. Bir IQ testi ideal olarak g olarak kısaltılan bu genel zeka faktörünü ölçer. Böylece en iyi testler test sadece belli bir beceri ağırlıklı olmasın diye birçok kategoriden sorular içerir.
Çünkü IQ testleri sizin fikirleri anlama yeteneğinizi ölçer, bilginizin miktarını değil; yeni bilgi öğrenmek IQ'unuzu otomatik olarak yükseltmez. Öğrenme zihninize egzersiz yaptırabilir bu da bilişsel becerilerinizin gelişmesine yardımcı olur ancak bilim insanları bu ilişkiyi tam olarak keşfedememişlerdir. Beynin işleri ve zihinsel yeteneğin doğası gereği öğrenme ile zihinsel yetenek arasındaki bağlantı hala bir muammadır. Zihinsel yetenek çevresel faktörlerden çok genetik faktörlere bağlı gibi gözükmekte ancak çoğu uzman beynin gelişiminde çevrenin anlamlı bir rol oynadığı konusunda ortak kanıya sahiptir.
Peki IQ'nuzu arttırabilir misiniz?
Çocuklar bebekken daha iyi beslenirlerse bunun zihinsel yeteneklerini arttırdığı ve okul öncesi dönemde zihinsel uyaranların daha fazla olması ilk okulun ilk yıllarında çocukların IQ puanlarını arttırdığı ancak kalıcı bir artış olmadığı ile ilgili bazı kanıtlar mevcuttur. Yetişkinlerin çoğunda IQ puanları zamanla dikkate değer bir artış göstermez. Zihinsel uyaranı bol bir atmosfer oluşturmak (yeni beceriler öğrenme ya da yapboz çözme gibi) bazı bilişsel yetenekleri geliştirir benzer şekilde bir diyet egzersizi oluşturmak fiziksel yeteneği geliştirir ancak bu değişimler kalıcı değildir ve IQ puanları üzerinde çok etkisi olmaz.
Dolayısıyla aldığınız eğitim seviyesi ne olsa da IQ puanınız bir dereceye kadar sabittir. Bu zekanızı geliştiremeyeceğiniz anlamına gelmez. IQ testleri zihinsel yeteneğin belli yönlerini hatalı ölçme metotlarından sadece birisidir. Bir çok eleştiri IQ testlerinin yaratıcılığı, sosyal becerileri, bilgeliği, elde edilmiş yetenekleri ya da zekanın yönleri olarak düşündüğümüz diğer şeyleri ölçmediğini işaret etmektedir. IQ testleri zihinsel potansiyelin doğru bir göstergesi olarak kanıtlanan genel bilişsel yeteneği ölçmede kıymetlidir. IQ ile okulda ve iş yerinde başarı arasından yüksek pozitif korelasyon (ilişki) vardır fakat IQ ile başarının örtüşmediği çok sayıda vakalar da mevcuttur.
IQ Testi: Nerden Gelir ve Neyi Ölçer?
Öğrenme güçlüğü olan bir çocuğu tanılamanın en önemli kriteri IQ testidir. Bir IQ testinin amacı çocuğun potansiyelinin göstergesi olarak beklenen zekasını ölçmektir. Test nerden gelir ve gerçekten potansiyeli ölçer mi?
Zekayı test etme 1904 yılında psikolog Alfred Binet zihinsel olarak normal ve daha aşağısı olan çocukları ayırt etmek için bir metot bulması konusunda Fransa Hükümeti tarafından görevlendirilerek Fransa'da başlamıştır. Amaç ikinci grup (zeka geriliği olan) öğrencilerin daha fazla ilgi göreceği özel okullara girmesini sağlamaktı. Böylece zihinsel olarak normal öğrencilerin eğitimlerinde aksama önlenebilirdi.
Alfred Binet
Bu ise gelişiminde Theophile Simon'un yardım ettiği Simon-Binet ölçeği olarak da bilinen Binet ölçeğinin gelişmesine neden oldu. Bu ölçek bireysel zihinsel yeteneğe evrimsel yaklaşım geliştirdi. Bununla birlikte, Binet ölçeğin yanlış kullanımına ya a uygulamalarının yanlış anlaşılmaları konusunda uyardı. Binet'e göre ölçek zihinde sadece bir amaç için tasarlandı, o amaç özel eğitim gerektiren okullarda çocukları tanımada rehber olarak iş görmesiydi. Maksadı "zihinsel kıymetine göre bütün çocukları derecelendiren bir araç olarak" kullanılması değildi. Binet ayrıca "aslında ölçek zekanın ölçümüne izin vermez çünkü zihinsel özellikler üst üste koyup toplanabilir değildir böylece zeka doğrusal yüzeylerin ölçüldüğü gibi ölçülemez" demiştir. Binet'e göre zeka tek bir puan olarak tanımlanamazdı çünkü IQ'nun bir çocuğun zihinsel kapasitesinin kesin ifadesi olarak kullanımı ciddi bir hata idi. Buna ek olarak, Binet IQ ölçümünün bir çocuğun aptal kalma "durumuna" mahkum edilmesine dolayısıyla eğitimini ve geçimini olumsuz etkilemesine sebep olmasından korktu:
Son dönemdeki bazı düşünürler bir bireyin zekasının sabit bir nicelik olduğunu, bu niceliğin artamayacağını doğruladılar. Bu zalimce kötümserliği protesto etmeli ve ona tepki göstermeliyiz; bu fikrin hiçbir dayanağının olmadığını göstermek zorundayız.
Binet'in ölçeği ABD'de ve diğer yerlerde eğitimsel gelişime ciddi bir etkisi oldu. Bununla birlikte ölçeği savunan, kullanan ve revize eden Amerikan eğitimciler ve psikologlar Binet'in ölçeğin sınırlılıklarıyla ilgili endişelerini önemsemediler. Yakında zeka testi gerçek değerine oranla çok büyük bir önem ve saygınlık kazandı.
H.H.Goddard, New Jersey Vineland Islah Evi araştırma direktörü, Binet'in çalışmasını İngilizceye çevirdi ve Simon-Binet Ölçeğinin daha yaygın bir uygulamasını savundu. Binet'in aksine Goddard zekayı ölçülebilen münferit, sabit ve genetik bir varlık olarak değerlendirdi.
Goddard sadece IQ puanının değerini ve kullanımını yüceltirken, zekanın kalıtımsal ve sabit olduğuna inanan Lewis M.Terman Simon-Binet Ölçeğini revize etmek için çalışmıştır. 1916 yılında yayınlanan son çalışması Binet-Simon Zeka Ölçeğinin Stanford Revizyonu (ayrıca Stanford-Binet olarak bilinir) sonraki yıllar için ABD'de standart zeka testi oldu. Amerikan eğitimciler ulusal zeka testine olan ihtiyacı ve okul programına olan etkisine ikna olduklarından beri, birkaç yıl içerisinde orijinali özel eğitim gerektiren çocukların tanılanması için tasarlanan Simon-Binet Ölçeği Amerikan eğitim sisteminin sonuçları çok amaçlı olan bir bileşenine dönüşmüştür. Goddard ve Terman'ın uğraşlarıyla zeka testlerinin doğru, bilimsel ve okullara verimliliği kazandırmak için değerli araçlar olduğu fikri IQ puanının bir bireyin kalitesini gösteren temel, tanımlayıcı ve kalıcı bir pozisyon almasını sağladı. Böylece zeka testi daha sonraki yıllarda okullarda yerleşti.
Az sayıda insan günümüzde kullanılan testlerin hala en popüler olmaya devam eden test IQ testidir- ırksal ve kültürel önyargıdan kaynaklanan kökenleri olan tarihsel bir sürecin nihai sonucunu temsil ettiğini kavramaktadır. Modern test endüstrisinin kurucularının çoğu-Goddard, Terman ve Carl Brighan (Akademik Yeterlik Testi, SAT'ın geliştiricisi)-öjenizmi desteklediler. Öjenizm insan oğlunun seçici çiftleşmesiyle ilgilenen bir fikir hareketidir. Seçilmiş insanlar aynen hayvan yetiştiricilerinin en iyi, en verimli dölü kullanmaları gibi kendi yavrularında belli karakterleri elde etmek için her biriyle çiftleştirilecekti. Öjenizmin nihai hedefi daha iyi bir insan ırkı oluşturmaktır. Naziler bu fikri aşırıya götürdüler. Bütün "kalitesiz" insanlar, özellikle Yahudiler, geri zekalı çocuklar ya da yetişkinler ve genetik rahatsızlığı olan bireyler ortadan kaldırılmalıydı ve dahası çok sayıda hasta ve geri zekalı insanlar ve çoğu Yahudi II.Dünya Savaşında öldürüldü.
Test endüstrisinin kurucuları testleri öjenik amaçlara ulaşmada bir yöntem olarak gördüler. Goddard'ın zeka seviyelerinin doğuştan gelmesi ve değişmezliğine dair inancı o derece katıydı ki IQ puanlarıyla sınırları belirlenmiş bir toplum inşa etmeyi savundu:
Zeka seviyeleri göründüğü gibi önemli bir oynuyor, çoğu kişinin inandığı gibi zeka sabit, değişmez ise, o zaman tanımak ve zeka seviyelerinin kullanmak amacıyla toplum organize edilip ne olacağını görme konusunda bir tartışma dahi olamaz... Zeka seviyeleri açısından sosyal problemlerimizin tamamını yeniden şekillendirmek oldukça mümkündür... Zekayı ölçmek artık bir deney değil ve kıymeti artık şüphe götürmezdir. Hızlıca doğruluğu kesin bir bilim olmaktadır... Daha mükemmel ve verimli olması için her zaman çalışıyoruz. Bu yeni gerçekler verimimizi arttırabilir mi? Soru yok! Sadece işi üstlenecek İnsan Mühendisi bekliyoruz.
Zeka ve toplum ile ilgili bakış açılarının bir sonucu olarak, Goddard kısıtlı göz kanunları için lobi faaliyeti yaptı. Goddard'ın "keşfi" ile Kuzey Avrupa haricindeki bütün göçmenler "şaşırtıcı derecede düşük zekalıydı" böylece zorunlu göç yasaları 1920'lerde yürürlüğe girdi. İnsanın Yanlış Ölçülmesi adlı kitabında Harvard Profesörü Steven Jay Gould'a göre bu testler ayrıca bazı devletlerde sözde "kusurlu" bireylerin zorla sterilizasyonu/temizlenmesinin yasalaşmasında etkiliydi.
Stanford-Binet Ölçeği ve diğer ölçeklerin 1920'lerde aşırı kullanılması multimilyon dolarlık bir test sektörü oluşturdu. 1974'te Zihinsel Ölçümler Almanağına göre zihinsel yeteneği ölçen 2467 test basılmış, bunların 76 tanesi katı/sıkı zeka testi olarak tanımlanmıştır. 1980'lerde bir yıl içerisinde ABD'de 500 milyon standart test öğretmenler tarafından çocuklar ve yetişkinlere verilmiştir, uygulanmıştır. 1989 yılında Amerikan Bilimi Geliştirme Akademisi nükleer fizyon, DNA, uçma ile birlikte IQ testini yirminci yüzyılından en önemli bilimsel keşiflerden 20 tanesi içerisine dahil ettiler. Patricia Broadfoot'un "değerlendirme, dinden daha fazla insanların uyutma ilacı olmuştur" iddiası doğrulanmıştır.
O zaman aslında biz ne ölçüyoruz?
Bir IQ testinin bir kişinin zekasını ölçmesi beklendiğinde soru şu olur: zeka nedir? Okulda başarılı olma yeteneği mi? Daha iyi okuma ve doğru heceleme yeteneği mi? Ya da aşağıdaki insanlar zeki midir?
• Günde 3 paket sigara içen doktor?
• Evliliği ve şahsi hayatı perişan halde olan Nobel Ödüllü bilim insanı?
• Ustalıkla işini zirveye çıkaran ve aynı zamanda uğraşlarından dolayı kalp krizi geçiren kurum idarecisi?
• Parasını her zaman alacaklılarından sürekli kaçacak kadar kötü yöneten zeki ve başarılı bir müzisyen (rastlantı eseri müzisyenin ismi Mozart idi)
Problem zeka kavramının yeteri kadar hiç bir zaman tanımlanmamış olmasıdır ki böylece hiç kimse IQ testinin neyi ölçmeyi beklediğini bilmemektedir. Buna rağmen binlerce çocuğun geleceği bu test sonuçlarıyla şekillenmektedir.
1920'nin ilk yıllarında gazeteci Walter Lippman IQ testlerinin bir numaradan başkası olmadığını savundu. "Zekayı tanılamadığımızda onu ölçemeyiz" diyordu.
1962 yılında Banesh Hoffman "test zorbalığı" hakkında aynı isimli klasik kitabında Amerika'ya şoke edici bir şekilde piyasaya sundu. Onun bu kitabı ve diğerleri 1976 yılından Ulusal Eğitim Birliği'nin liderliğinde standart zeka, yetenek ve başarı testlerinin ortadan kaldırılması konusunu tartışmaya açtı. Sarason Ağustos 1979 yılında New York Times'te Psychology Today dergisinde yer alan bir röportajdan alıntı yapmaktadır, röportaja ait bir kısım aşağıdadır:
Tartışmanın karmaşasında, IQ sınavı testten geçemiyor, başarısız oluyor. Çoğu eğitim psikologu IQ testini savunanların iki büyük soruyu cevaplamada başarısız olduğunu anlamıştır:
Zeka nedir? Gerçekte IQ testleri neyi ölçmüştür?
Neredeyse 2 milyon öğretmen üyesi olan Ulusal Eğitim Birliği standart zeka testlerinin ortadan kaldırılmasını talep etti çünkü testler " en iyi ihtimalle müsriflik en kötü ihtimalle yıkıcı etkiye sahipti".
Psychology Today dergisinde Yale Üniversitesi'nden Robert Sternberg psikologların "testlerin neredeyse hiçbirşeyi ölçtüğü, gelecekteki iş performansı, gelir ve mevkiyi, genel mutluluk adaptasyon gibi şeyler hakkında tahminde bulunma gücünün zayıf olduğunu" bildiklerini söylemektedir. Bununla birlikte bu başkaldırıdan sonra ortam duruldu ve test endüstrisi her zamankinden daha fazla güçlendi. Ulusal Eğitim Birliği duruşunu tamamen değiştirdi ve şimdi "değerlendirme ve öğrenci gelişimini tanılamak için periyodik olarak ayrıntılı test etme ihtiyacını tanımaktadır". Dr.Thomas Armstrong testi ortadan kaldırmak büyük bir mucize olurdu şüphesiz demektedir.
Günümüzde standart testleri ortadan kaldırma ile ilgili çok az ses vardır. Bunlardan birisi Kanada, British Kolumbia Üniversitesi Eğitim Psikolojisi ve Özel Eğitim Bölümünde Profesör olan Linda S.Siegel'dir. Öğrenme güçlüğü (ÖG) olan çocukların analizinde IQ testini bırakmayı önermektedir. Çoğu tartışmaya açık olan kavramlara göre zeka mantıksal çıkarım, problem çözme, eleştirel düşünme ve adaptasyon becerilerinden oluşur. Bu senaryo IQ testlerinin içeriğini inceleyene kadar mantıklı gözükmektedir. Bütün IQ testlerinde işlevsel hale getirildiği gibi zekanın tanımı zekanın tanımları açısından tanımlanabilecek neredeyse hiçbir beceri içermez. İfadesini desteklemek için Siegel Wechsler Zeka Ölçeğinin Çocuklar için olan (WISC-R) versiyonunun alt testlerinin ayrıntılı analizini yapmaktadır. Bu IQ testi Sözel ve Performans bölümlerinden oluşur ve neredeyse her zaman ÖG olan çocukların tanılamasında kullanılır. Sözel bölümün her alt testinde, performans belirli bilgi, kelime, açıklayıcı dil ve hafıza becerilerine bağlı olarak derecelendirilirken Performans testinde, görsel-mekansal yetenek, ince motor koordinasyonu, algısal beceriler ve bazı alt testlerde hız puanlama için hayatidir. Siegel'in işaret ettiği gibi, IQ testlerinin büyük bir bölümü kişinin ne öğrendiğini ölçer, gelecekte ne yapabilip ne yapamayacağını (potansiyel olarak) ölçmez.
Öğrenme güçlüğü olan bireylerde IQ testinin kullanımında ilave bir problem vardır. Siegel'e göre IQ paunları ÖG olan (Öğrenme Güçlüğü) olan insanlar için gerekir çünkü bu insanların çoğu IQ testlerinin bölümlerine ait beceriler olan hafıza, dil, ince motor becerileri gibi becerilerin bir ya da daha fazlasında yetersizlikleri vardır. Hem akıl yürütme hem de problem çözme becerileri olmasına rağmen bu tür problemleri olan kişinin düşük IQ puanı alması ile sonuçlanır. Daha düşük IQ puanı bir öğrenme güçlüğünün sonucu olabilir ve IQ puanları öğrenme güçlüğü olan bireylerin gerçek zekasını düşük olarak tahmin eder. Diğer çelişkili varsayımlardan birisi IQ puanı okumayı tahmin etmesidir, böylece düşük IQ puanınız varsa kötü bir okuyucu olmalısınız ve bu az/kötü okuma düşük IQ'nun beklenen bir sonucudur. Bununla birlikte, düşük IQ puanı olup iyi okuyucu olanlar da vardır.
IQ testlerinin güvenilmezliği birçok araştırmacı tarafından kanıtlandı.Duygusal gerilim, kaygı ve test sürecine aşina olmama gibi şeyler test performansını etkileyebilmekteyken IQ sonuçları testler arasında 15 puan kadar farklılık gösterebilmektedir. Buna ek olarak Gould test uygulayıcının tutumları, yeterliliği ve test üzerine olabilecek yönergeler gibi faktörleri tanımlamıştır. Bir çalışmada, 99 tane okulda görevli psikolog birbirinden bağımsız olarak bir IQ testini puanlandırdılar ve aynı kişiye ait IQ testi sonucu 63 ile 117 arasında değişmiştir.
Bir diğer çalışmada, Ysseldyke ve arkadaşları psikometrik ölçeklerde puanları inceleyerek sıradan düşük başarılı öğrencilerden öğrenme güçlüğü olan öğrencileri ayırabilen uzmanların bu işi ne ölçüde yapabildiklerini incelediler. Katılımcılar 65 okul psikologu, 38 özel eğitim öğretmeni ve eğitim ya da psikolojiyle ilişkili olmayan bölümlerden 21 tane "acemi" üniversite öğrencisiydi. Katılımcılara okulun ÖG olan öğrenci olarak tanımladığı 9 ve ÖG olarak tanımlamadığı 9 öğrencinin 41 test ya da alt test puanlarını içeren formlardan elde edilen bilgilere göre, hangilerinin öğrenme güçlüğü olduğu ya da olmadığını belirlemeleri talimatı verildi.
Okul psikologları ve özel eğitim öğretmenleri sadece %50 doğrulukla ÖG öğrencilerle düşük başarılı öğrencileri ayırt edebildiler. Eğitim ya da psikoloji konusunda hiç bir ders almamış olan acemi katılımcılar ise %75 oranında doğru tahminde bulundular. Ysseldyke ve Algozzine Scriven'e atıfta bulunarak, şimdiki sistemin çıkmazda olduğu ile ilgili inançlarını açıkça göstermektedirler:
Kötümserler bardağın 6 birim su içeren 12 birimlik bardağın yarısının boş olduğunu, iyimserler ise dolu olduğunu söyler. Bu noktada özel eğitimde araştırma ve uygulama konusunda kötümserlerin ne düşündüğünü söyleyemem fakat iyimserlerin yeniden başlamak için harika bir fırsatımız olduğunu söyleyeceklerini düşünüyorum.
Ya Çocuğunuz Üstün Zekalıysa?
Online Testimizle Çocuğunuzun Zeka Potansiyelini Keşfedelim.
www.zekatesti.com.tr
Zeka Geliştiren Kitaplar İçin TIKLAYIN
Zeka Geliştiren Zeka Oyunları İçin TIKLAYINDikkat Dağınıklığı Hiperaktivite Disleksiye Eğlenceli Çözüm için TIKLAYIN
- "Üstün Zekalılar Enstitüsü" Geleceğe Açılan Pencere